Şubat ayı müzisyenimiz Barış Manço. Gün boyunca etkinliklerimize katılırken fonda onun şarkıları çalıyor. Çoğumuzun ağzına dolandı bile bu şarkılar. Merdivenlerden inerken ya da resim yaparken “Arkadaşım Eşek”i, “Ayı”yı mırıldanıyor çocuklar. Hatta Barış Manço gibi bol aksesuarlı giyinip gelen öğrencilerimiz var. Kısacası yoğun bir Barış Manço etkisi altındayız. Bu etki, bizi sanatçının evine kadar götürdü. Geçtiğimiz haftayı Barış Manço’nun evine gerçekleştirdiğimiz gezi ile tamamladık.
Sanatçının ödülleriyle, kıyafetleriyle, aksesuarlarıyla ve koleksiyonlarıyla doluydu köşk. Salonda pek çok şarkısını bestelediği piyanosu, duvarlarda kimini kendisinin tasarladığı kıyafetleri vardı. Yemek odasında koleksiyonlarının devamı, kıyafet odasında çok sevdiği kovboy çizmeleri ve birbirinden ilginç kıyafetleri sergileniyordu.
Kocaman kemer tokalarını, çeşit çeşit yüzüklerini, Belçika Kraliyet Akademisi’nde öğrenciyken çizdiği resimleri gördük. “Adam Olacak Çocuk”tan sahneler izledik.
Evinin en sevdiği odası olan Şövalye Odası’nı da gördükten sonra kış bahçesinde kliplerini izledik. İzlerken dans ettik. Dans ederken şarkılarına eşlik ettik.
Çocuklar için en renkli, en ilgi çekici müzisyenlerden biri Barış Manço. Ne zaman bir şarkısı çalsa en kocaman sesleriyle onlar da söylemeye başlıyorlar. Anne ve babalarının çocukluklarında dinledikleri şarkılara şimdi onlar eşlik ediyorlar. Anne ve babalarından onlara geçen bu ilgiyi, sevgiyi, daha sonra kendi çocuklarına devretmek üzere şimdi onlar taşıyorlar.