kucukagacanaokulu

Ekim ayında doğan öğrencilerimizin doğum gününü kutladık bugün.

Öğrencilerimiz doğum günü pastalarını kendileri hazırladılar. İkindi kahvaltısı saatinde bir araya gelerek mumlarını üflediler. Ardından arkadaşlarıyla birlikte pasta ve kurabiye yiyip süt içtiler. Karınlar doyduğunda ise oyun salonuna çıkarak dans ettiler.

Ekim ayında doğan öğrencilerimizi kutluyor, hepsine güzel bir yaş diliyoruz.

Yeni eğitim yılıyla birlikte pek çok yeni öğrencimiz katıldı aramıza. Pek çoğu da ilk defa okullu oldular. Bu yeni duruma alışmaları biraz zaman aldı şüphesiz. Yine de üç kocaman haftayı geride bıraktılar. Biz de artık zamanıdır dedik ve hem yeni öğrencilerimize hem de tatilden dönen eski öğrencilerimize eğlenceli bir “Hoşgeldin!” demek istedik. Uzun sözün kısası yılın ilk partisini düzenledik.

Öğrencilerimizin bir kısmı kostümleriyle gelmişlerdi. Korsanlarımız, kovboylarımız, süpermenlerimiz, örümcek adamlarımız ve prenseslerimiz vardı partimizde.

Danslarla başladık partimize. Ardından oyunlar oynadık hep birlikte.

Çocuklar arkadaşlarıyla birlikte zaman geçirmenin, eğlenmenin tadına vardılar.

Biz “Hoşgeldin”imize kocaman gülücüklerle karşılık aldık. Umuyoruz ki bu gülücükler sene boyunca devam eder ve birlikte güzel bir eğitim yılı geçiririz.

En neşeli, en renkli, en heyecanlı partimizi verdik bu hafta. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutladık. Birbirinden güzel konuklarımız vardı o gün.

Partimizin başında konuklarımızı takdim ettik. Her biri parti için en şık kıyafetlerini giymişti. Çok da keyifli görünüyorlardı. Gözlerinin içi gülüyordu. Hiç beklemeden dans etmeye başladık. İlk olarak her sınıfın ayrı ayrı hazırladığı Orff danslarını izledik.

Ardından oyunlar ve yarışmalar başladı. Eğlenmek için düzenlenen ve kahkahalarla şenlenen yarışmalar… 🙂

Partimize katılan tüm prensesler, periler, korsanlar ve süper kahramanlar keyifli bir gün geçirdiler. Askerler, astronotlar ve Darth Vader’lar da öyle… Danslar, oyunlar ve arkadaşlar varsa eğlence de peşinden gelmez mi zaten?

Merhaba çocuklar! Küçük Ağaç’a hoşgeldiniz! Okula keyifli bir başlangıç yapmak için, güzel bir partiye davetlisiniz.

Bazılarınızla yeni tanışıyoruz.  Yepyeni ve miniminnacık yüzler var aramızda. Uzun bir yolun başındaki ilk adımı atan kahraman küçükler… Okula başlarkenki tedirginliğiniz kaybolmaya başladı bile. Arkadaşlarınızla, öğretmenlerinizle tanıştınız. Artık etrafınıza ilgiyle ve merakla bakıyorsunuz. Güzel bir başlangıç yapmanız için bizler hep yanınızda olacağız. Ve her yeni gün o merak dolu bakışlarınızı doyurmak için elimizden geleni yapacağız.

Bazılarınızla tanışalı çok oldu. Birlikte dersler yapmış, oyunlar oynamıştık. Sonra yaz geldi, kimileriniz tatile gitti. Burada kalanlarla okulumuz devam etti. Şimdi yeniden bir aradayız. Sizleri biraz daha büyümüş görmek çok güzel. Arkadaşlarınızla oyunlarınıza kaldığınız yerden devam ettiğinizi izlemek çok keyifli. Yeni sınıflarınıza hazır mısınız?

Sizlerin enerjisi ve neşesi doğrudan bizlere geçiyor. Ve biliyoruz ki yine dopdolu ve keyifli bir yıl bizleri bekliyor. Hepimizin içi bu kadar kıpır kıpırken, seneye “Hoşgeldin Partisi” ile başlamak daha güzel ne olabilir ki?

Aslında bir veda partisi değildi planladığımız. Niyetimiz bir pijama partisi vermekti. Geçtiğimiz sene ilkini düzenlediğimiz pijama partimiz çocukların – ve tabii bizlerin – çok hoşuna gidince bir sonraki yıl her dönem için birer parti vermeyi planlamıştık. Fakat ikinci dönem sonundaki yoğunluk devreye girince bu organizasyon haziran ayının sonuna kadar ötelendi ve bir veda partisine dönüşüverdi. Neyse ki bu, bizim eğlencemizden herhangi bir şey eksiltmedi.

Organizasyon şekli değişti belki ama partimizin başlangıç noktamız yine bir kitap oldu. Peter Pan ve Pippi Uzunçorap’tan sonra Kumkurdu’nu seçtik bu defa kendimize. Haziran ayı içerisinde Kelebekler, Kediler ve Zürafalarla Kumkurdu’nun Zackarina’yla olan maceralarını okuduk. Dünyaya, olaylara ve arkadaşlığa getirdiği kendine özgü yorumları tartıştık. Hayali arkadaşlar üzerine sohbet ettik. Onunla geçirdiğimiz birkaç hafta hepimizin çok hoşuna gitti.

Partimiz kitaptan iki bölüm okuyarak başladı. Ve yine ilginç aktarımlar geldi kitabın ardından. Örneğin “karanlık” üzerine sohbet ederken öğrencilerimizin hiçbirinin karanlıkla ilgili bir sorunu olmadığını hatta karanlığı bir eğlence kaynağı haline getirdiğini fark ettik. Karanlıkta yalnız kaldığında ışın kılıcı oyuncağının ışığıyla keyiflenen, uykuya dalmak üzere olan bebeklerini kontrol etmeden uyuyamayan ve tabii babalarına uyuyor taklidi yapmaktan hoşlanan öğrencilerimiz büyük bir keyifle karanlıktaki maceralarını bizlerle paylaştılar.

Kitabımız bittiğinde hazine avı başladı. Kumkurdu’nun bıraktığı sürprizi bulmak için çocuklar salıncakların altına, kaydırağın tepesine, kümesin tellerine bırakılmış ipuçlarını topladılar. Her ipucu bir sonrakine götürdü onları. Ve nihayet küçük leziz ödülü bulmayı başlardılar.

Ağızlar da tatlanınca sıra geldi danslara. Çocuklar hep birlikte dans ettiler. Çember olup kendi özgün figürlerini sergilediler. Öyle figürler ki kameramız yakalamakta yetersiz kaldı. Çok eğlenceli görüntüler çıktı ortaya.

Favori oyunlarımızdan biri olan “heykel”i oynadık. Çocuklar koltuktan çiçeğe, şemsiyeden Superman’e dönüştüler.

Partinin en güzel kısmı ise finali oldu. Öğrencilerimiz öğretmenlerinin taklidini yaptılar. Işık Hanım’ın masası başında çalışması, Ahu Öğretmen’in kitap okuyuşu, Gülizar Öğretmen’in ders içi halleri, Zülkar Hoca’nın çocukları çalıştırışı, Gina Öğretmen’in gösteri öncesi uyarıları başarıyla sergilendi çocuklar tarafından. Yazık ki onların performanslarını gösteren herhangi bir fotoğraf yok elimizde. Tahmin edebileceğiniz gibi filme almak çok daha anlamlı göründü bize. 🙂

Tam da heyecanımız doruktayken, yan bahçedeki ağacın ardından (!) annelerin bizi izlediğini fark ettiğimizde ve fark edildiklerini anlayan anneler partimizi bastığında – 😀 – organizasyonumuz sona erdi. 

Bir partiyle bile olsa vedalar hüzünlü oluyor. İçimizdeki hüznü biraz olsun hafifletense önümüzdeki hafta başlayacak olan yaz okulumuz için planladığımız etkinlikler. Çok güzel geçecek iki aylık bir dönem bizi bekliyor. Bol gezili, bol partili, bol bahçeli, bol eğlenceli bir yazda birlikte olmak dileğiyle…

Sene içerisinde birbirinden eğlenceli pek çok parti veririz. Fakat bu partilerden iki tanesinin yeri her zaman farklı olmuştur: yeni yıl partisi ve 23 Nisan partisi. Bambaşka bir heyecan yaratır bu iki parti. Sadece çocuklarda da değil üstelik. Hepimizde… Biri yeni başlayan yılın heyecanını taşır, diğeri çocuk olmanın tüm güzelliğini. Yeni yılı bir kenara bırakalım, biraz çocuk olalım. Geçmişte bir yerlerde hepimiz 23 Nisan çocukları olduk. Anne, babalarımız da oldu. Hatta anneanne, babaanne ve dedelerimiz de… Ortak yaşadığımız bir heyecan bu. Her yıl aynı gün içimizde uyanan, hiç solmayan ve yıllar geçtikçe içine biraz özlem karışan bir heyecan…

İşte biz bu heyecanla dopdolu bir halde senenin en eğlenceli partilerinden birini verdik. Bir partide yapılabilecek her şeyi yaptık. En şık kıyafetlerimizi ve kostümlerimizi giyerek katıldık partiye. Önce Zürafalar sınıfının hazırladığı kısa sunumu, ardından da her sınıfın ayrı ayrı hazırladığı orff danslarını izledik. Sunumlar bittiğinde oyunlar başladı.

Mandal oyunu,

halat çekme,

heykel,

kaşıkla yumurta taşıma,

çuval yarışı,

ve bol bol dans…

Çocuklar partinin tadını doya doya çıkardılar. Arkadaşları yanlarındayken, eğlenceli oyunlar oynuyorken, gün onların günüyken ve halen çocukken… Zaten keyiflerini ne kaçırabilir ki?

Küçük Ağaç’taki partileri artık biliyorsunuz. Renklidir, eğlencelidir, kıpır kıpır hareketlidir. Hiçbir zaman “Hadi parti verelim, çıkıp dans edelim!” deyip de başlamayız eğlencemize. Ya çılgın çoraplarımız vardır ya da pijamalarımız. Ya gökkuşağının renklerine bürünürüz ya da çeşit çeşit aksesuarlar takarız. Bazen de bir sanatçı belirler onun gibi giyiniriz. Onun müzikleri eşliğinde, onun gibi dans ederiz. Son partimizi de işte aynen bu şekilde verdik. The Beatles’ın müzikleri eşliğinde eğlenmek için bir araya geldik. Fakat bu defa organizasyonumuz biraz farklıydı. Bu partide bir ilk yaşandı. The Beatles müziklerini cd’den dinlemedik. Canlı müzik eşliğinde dans ettik.

Hikayenin başına dönecek olursak, her şey bizim Şubat ayının grubu olarak The Beatles’ı seçmemiz ve Zebralar sınıfından Ali Arslanoğlu’nun babası Murat Bey’in aile katılımı kapsamında çocuklara bateri çalmayı planlaması ile başladı. İki fikir anında birleştirildi ve ortaya canlı performans eşliğinde gerçekleştirilecek bir Beatles partisi organizasyonu çıkıverdi.

Velilerimizden Knight Errant grubunu dinleyenler, halen takip edenler vardır. Murat Arslanoğlu Knight Errant’ın davulcusu. Kendisiyle bir süredir baterisi ile bir aile katılımı gerçekleştirmesi yönünde konuşuyorduk. Bu proje bir partiyle birleşince canlı performans için biraz destek almanın uygun olacağı konusunda fikir birliğine vardık. Murat Bey Knight Errant’tan Barbaros Bensoy’un gitarıyla kendisine eşlik edeceğini söyledi. Biz de aile katılmının kapsamını biraz genişletip Zürafalar sınıfından Lila Baltalı’nın babası İsmail Bey’i canlı performansa destek vermesi için davet ettik.

Parti için üst kata çıkıp karşılarında bir müzik grubu görmek çocuklar için oldukça heyecan vericiydi. Önce merakla izlediler, ardından birlikte dans ettiler. Her şarkının bittiğinde yenisini istediler.Ve müzik bitip de müzisyenlerimiz çocukların enstrümanları çalmalarına izin verdikleri anda bambaşka bir heyecan sardı herkesi.

Çocuklar, boylarından büyük aletleri kolları yettiğince kavrayıp onlardan ses çıkarmak için sıra olup sabırla beklediler. Hele ki bateri için sıra birkaç defa döndü. Kısa bir süre için dünyanın merkezi davullar ve ziller oldu adeta. Kocaman sesler doldurdu Küçük Ağaç’ı. Ve kocaman gülücükler.

Küçük Ağaç’ın gelmiş geçmiş en keyifli partilerinden biri oldu The Beatles partisi. Bu güzel organizasyonun mimarları olan Murat Arslanoğlu’na, İsmail Baltalı’ya ve Barbaros Bensoy’a çok teşekkür ediyoruz. Bir ilki ve farklı bir heyecanı yaşattılar hepimize…

Çorap deyip geçmeyin. Yeri geliyor o çoraplar en eğlenceli partilerin renkli aksesuarları oluveriyor. Bir çift ayaklara, bir çift de ellere geçirdiniz mi eğlence başlıyor.

Danslar biraz şekil değiştiriyor. Ayaklar havaya yükseliyor bu defa. Rengarenk, kıpır kıpır hareket ediyorlar.

Çoraplar çoraplıktan çıkıyor; eldivenlere, tokalara, taçlara dönüşüyor; çocukların kıyafetlerini zenginleştiriyor.

Danslar daha muzip, oyunlar daha çizgili, yarışmalar daha puantiyeli bir hal alıyor.

Tahmin edebileceğiniz gibi biz bu hafta çorap partisi verdik. Ve yine tahmin edebileceğiniz gibi çok eğlendik.