Archive for Geziler

İlham Kaynağımız Füreya Koral

Küçük Ağaç’ta sanat derslerimizin büyük bir bölümünü seramik çalışmalarına ayırıyoruz. Öğrencilerimizle farklı seramik tekniklerini kullanarak eserler ortaya çıkarıyoruz. Daha sonra fırınlanan bu eserleri çocuklar renklendiriyorlar ve sene sonu sergimizde aileleri ile paylaşıyorlar. Kısacası seramik, şarkı söylemek kadar, resim çizmek, jimnastik yapmak kadar hayatımızın içinde yer alıyor.

Kasım ayı seramik çalışmalarımız açısından çok daha keyifli bir dönem oldu bizler için. Çok önemli bir ismi ayın sanatçısı olarak öğrencilerimize tanıttık: Füreya Koral. Hayatını seramiğe adamış, üretken ve yaratıcı bir sanatçı ilham kaynağımız oldu kasım ayında öğrencilerimize. Onun çalışmalarından esinlenerek çömlek tornasının başına geçtik, kuşlarını inceleyip kendi “Kuşlar” panomuzu hazırladık.

Kasım ayı Füreya Koral’la iç içe geçti. Ama sanatçıya veda etmedik. Halen ziyarete açık olan retrospektif sergisini görene kadar bekledik. Beklememek de olmazdı zaten. Fotoğraflarıyla, eserleriyle, çizimleriyle gördük sanatçıyı karşımızda.

Çiçekli ve balıklı duvar tabaklarını, çömleklerini ve kuşlarını, bir penceresinin ardında kendisinin yer aldığı evlerini ve seramik panolarını gördük. Onunla ilgili pek çok hikaye dinledik. Yoğun zamanımızı verdiğimiz seramik çamuruyla neler yapılabileceğini, ne kadar üretken olunabileceğini kocaman bir sergide gördük. Yepyeni ilhamlar aldık ve Füreya Koral’a veda ettik.

Leave a comment »

Kız Kulesi Heyecanı

Denizin ortasında bir kule… Hem de efsanelere konu olmuş bir kule… Seyri bile keyiflendirirken insanı, oraya gitme fikri bambaşka bir heyecan uyandırdı çocuklarda. Gerçek anlamda gün saydılar.

P1420885

Sonunda gezi günü geldi ve birlikte yola çıktık. İlk durak Salacak’tı. Burada bizi Kız Kulesi’ne ulaştıracak olan tekneyi bekledik. Beklerken de kuleyi izledik. Pırıl pırıl güneşli bir günde gerçekten de çok güzel görünüyordu.

Kısacık bir tekne yolculuğunun ardından Kız Kulesi’ne ulaştık. Bir kuleye gidip de tırmanmamak olmaz. Biz de hiç vakit kaybetmeden yukarı tırmandık ve bu defa da Boğaz’ın ortasından İstanbul’un iki yakasını izledik. Gökyüzünde uçan martılar, önümüzden geçen gemiler, masmavi deniz ve karşımızda uzanan kocaman şehir… Bu gezi için gün saymaya değer bir manzara vardı karşımızda.

Kız Kulesi’ni ve İstanbul’u uzun uzun izledikten sonra gördüklerimizi resmetmek üzere aşağı indik. Boğaz’ın esintisi kağıtları havalandırıp biraz zorluk çıkarsa da çocuklar resimlerini tamamladılar ve sıra enerjilerini atmaya geldi.

Geniş bir alan uzanıyordu önümüzde. Değerlendirmeden edemedik. Kalan süremizin bir kısmını Kız Kulesi’nin duvarlarını ve oyuntulu pencerelerini keşfederek, bir kısmını da oyun oynayarak geçirdik.

Yaşadığımız şehrin sembollerinden biri olan Kız Kulesi gezimiz başta büyük bir heyecandı bizim için. Şimdi hafif esintili, bol güneşli ve keyifli bir anı oldu. Efsanevi kuleyi birlikte keşfettik, güzel resimlerimiz, hafifçe pembeleşen yanaklarımız ve anlatacak hikayelerimizle geri döndük.

Leave a comment »

Kelebek Çiftliği

Baharın gelişiyle birlikte enerjimiz iyice yükseldi. Uzun ve soğuk bir kışı sıcacık okulumuzda geçirdik; artık dışarı çıkma zamanı. Gezi organizasyonlarımıza başladık. İlk gezimizi de daha önce hiç gitmediğimiz bir yere, Kelebek Çiftliği’ne yaptık. Bugün Kediler ve Zürafalarla birlikte kelebeklerin arasındaydık.

Gezimizin başında kısa bir film izledik. Bu filmde yumurtalarından çıkan tırtılların sürekli beslenerek bir ay içerisinde ilk hallerinin yüz katı büyüklüğe ulaştıklarını gördük. Bu kocaman tırtıllar daha sonra pupalarının içerisinde iki, üç hafta kadar bir sürede olağanüstü bir değişim yaşadılar ve dışarıya göz kamaştırıcı kelebekler olarak çıktılar. Her bir kelebek farklı renklerde ve desenlerde kanatlara sahipti. Bu kanatlar onlara eşsiz güzelliklerini veriyor ve aynı zamanda kamufle olmalarını sağlıyordu.

Filmin ardından pupa dolabındaki pupaları inceledik. Bazı kelebeklerin pupalarını yırtarak çıkışlarını gördük. Onlar ıslak kanatlarını kuruturlarken biz gezimize başladık.

Kelebek serasına girdiğimizde bizi rengarenk kelebekler karşıladı. Çiçekten çiçeğe uçuyor, kendileri için bırakılmış meyvelere konarak besleniyorlardı. Bazıları ise bir yaprağın üzerine ya da bir ağaç gövdesine tutunmuş kıpırdamadan duruyorlardı.

P1400388

Seranın içerisini birkaç kere dolaştık. Bize eşlik eden rehberimizin gösterdiği kelebek yumurtalarını ve tırtılları gördük. En beğendiğimiz kelebekleri birbirimize gösterdik. Güneşin ve yeşilin tadını sonuna kadar çıkardığımız bu güzel gezinin sonunda enerjimizde hiçbir şey kaybetmeden, gördüğümüz kelebekleri resmetmek üzere okulumuza döndük.

Leave a comment »

Bahçelerden Haberler

Son iki haftamız korsan bahçemizde oldukça yoğun geçti. Bu hafta Fenerbahçe Parkı’ndaki topluluk bahçemizi de ziyaret ettik. Kısacası bahçelerimizden haberlerimiz ve fotoğraflarımız var.

Böcek otelimizin açılışını yaptıktan sonra korsan bahçemizdeki çalışmalarımıza geri döndük. Soğanlarımız ve rokalarımız bizi yemyeşil karşılayınca biz de ilk hasatımızı yapmaya karar verdik.

İlk hafta topladığımız yeşillikleri Zürafalar sınıfından Ada ve Alp, ikinci hafta toplananları ise Kediler sınıfından Öze ve Tuna evlerine götürdüler. Ada ve Alp götürmüş oldukları soğan ve rokalarla hazırladıkları salataların fotoğraflarını paylaştılar bizlerle. Takip eden haftalarda ikişer öğrencimiz korsan bahçemizden topladıkları ürünleri evlerine götürmeye devam edecekler. Onların da ailelerinden bu ürünlerle hazırladıkları yiyeceklerin birer görselini bekliyoruz. Çocuklarımızın bahçedeki emeklerinin sonuçlarını görmek ve bunları sizlerle paylaşmak bizim için büyük bir mutluluk olacak.

İşimiz hasatla bitmedi. Yeni tohumlar da ektik. Zürafalar sınıfı öğrencileri kendilerine ait küçük saksılara birer mısır ve birer fasulye tohumu ektiler. Can suyunu verdiler ve tohumlarına güzel sözcükler söylediler. Artık öğrencilerimizin üstlendikleri bir sorumluluk var. Tohumlarını sulayacak, filizlenmesini bekleyecek ve büyümesini takip edecekler.

Kediler sınıfından bir grup öğrencimiz çilek fidelerini diktiler ve önceden dikmiş oldukları lale soğanlarının ne kadar büyümüş olduğunu gözlemlediler. İkinci bir grup öğrencimiz ise ön bahçemizde yer alan çitlembik ağacından düşen tohumların küçük saksılarda yeşermiş hallerini incelediler. Ardından böcek otelimizin yanına biberiye diktiler.

Bu hafta korsan bahçemizdeki işlerimizi bitirince Zürafalar sınıfı öğrencilerimizle birlikte Fenerbahçe Parkı’ndaki topluluk bahçesine giderek Raife Hanım’la buluştuk. Ekmiş olduğumuz ıspanaklar tutmamıştı fakat tarhımızın bir bölümünde maydonozlar büyümüştü. Maydonozlarımızın tadına baktık ve ardından hep birlikte çalışmaya başladık. Tarhımızın boş kalan tarafındaki yabani otları temizledik. Toprağı çapaladık. Bundan sonraki işimiz yaz sebzeleri yetiştirmek olacak. Domates, biber ya da salatalık dikmeyi planlıyoruz.

Bahçemizdeki işlerimiz bitince parkın yanında çiçek açmış olan erik ağacını incelemeye gittik. Erik ağacının etrafında uçuşan saksağanları, yeşilliklere konan uğur böceklerini gözlemledik. Ama sonunda park cazip geldi ve çocuklar kendilerini oyuna verdiler. Bu kadar çalışmadan sonra hak etmişlerdi de aslında.

Bahçe çalışmalarımız baharla birlikte biraz daha hızlanarak ve yeşererek devam edecek. Bu arada biz de sizlerle fotoğraflar ve video çekimleri paylaşmaya devam edeceğiz. Örneğin Zürafalar sınıfının tohumlarını ektikten sonra onlara söyledikleri sevgi sözcüklerinin kısa bir filmini hazırladık. Instagram hesabımızdan izleyebilirsiniz.

Leave a comment »

Hayvanlar Alemine Gezi

Okulumuza devam eden öğrencilerin yolu mezun olmadan önce mutlaka Doğa Bilimleri Merkezi’nden geçer. Saint Joseph Lisesi içerisinde yer alan bu merkeze bir gezi düzenler, ülkemizde yaşamış hayvanların tahnit edilerek sergilendiği galerileri dolaşırız. Ve istisnasız her gezimizde bütün çocukları gözle görülür bir heyecan kaplar, gözleri kocaman açılır, her bir hayvanı dikkatlice incelerler.

P1380065

Bu yıl gezimizi Kediler sınıfı ile birlikte gerçekleştirdik. Mart ayında “Dinozorlar” temasını işleyen öğrencilerimiz, fosiller ve hayvan iskeletlerinin yer aldığı ilk galeriyi büyük bir ilgiyle gezdiler. Baktıkları her yerde dinozorları görmeye çabaladılarsa da gezimizde bize rehberlik eden Ahmet Bey her bir kemiğin ya da iskeletin aslında hangi hayvana ait olduğunu açıkladı onlara. Kanguru iskeleti gerçekten de dinozor iskeletine benziyordu. Fakat gergedanın boynuzu, köpekbalığının çene kemiği ve hipopotamın kafatası  belirgin bir şekilde farklı ve de çok büyüktü.

P1380069

Bir sonraki galeride balıklar ve su canlıları yer alıyordu. Fok balığı, su kaplumbağaları, yunus, testere balığı, balon balığı, yengeçler bu galerinin en dikkat çeken canlılarıydı. Ardından kuşları gördük. Kocaman kuşları ve minicik kuşları… Su kenarında yaşayanları ve ormanlarda uçanları… Güzel ötenleri ve yırtıcı olanları… Hepsi ayrı ayrı çok güzeldi. Flamingoyu, pelikanları, ördekleri, kuğuları, martıları ve saksağanları tanıyorduk. Doğa dersinde Eda Hanım’la incelediğimiz pek çok kuşu da burada gördük. Fakat yalıçapkını ve puhu kuşu hiç karşılaşmadıkları kuşlardı çocukların. Adlarını çokça duydukları yırtıcı kuşları geniş kanatları, sivri pençeleri ve kocaman gagalarıyla karşılarında gördüklerinde ise inanılmaz heyecanlandılar.

Orman hayvanlarının yer aldığı galeride kocaman geyikler, yaban domuzları, tilkiler, kurt ve ayı yer alıyordu. Aynı zamanda kirpiler, fareler, yarasalar ve orman kuşları gibi küçük hayvanlar da vardı. Bir yandan onların seslerini dinledik, bir yandan da her birini tek tek inceledik.

Egzotik hayvanlar bölümünde lemur, Hazar kaplanı, tukan kuşu gibi hayvanlar karşıladı bizi. Hemen sonrasında ise bilinçsiz insanların doğaya verdiği zararı gördük. Doğayı ve hayvanları korumak adına üzerimize düşen sorumluluklar hakkında sohbet ettik.

Son galeriye geçerken bizi bir sürpriz bekliyordu. Kocaman bir T-Rex! Onunla fotoğraf çektirdikten sonra boy boy yumurtaları, rengarenk kelebekleri ve böcekleri inceledik.

Onlarca soru sorduk. Yüzlerce hayvan gördük. Yeni bilgiler edindik. Hatta bir dinozorla fotoğraf çektirdik. Bir geziyi daha güzel kılacak başka ne olabilir ki?

Leave a comment »

Barış Manço’nun Evinde

Şubat ayı müzisyenimiz Barış Manço. Gün boyunca etkinliklerimize katılırken fonda onun şarkıları çalıyor. Çoğumuzun ağzına dolandı bile bu şarkılar. Merdivenlerden inerken ya da resim yaparken “Arkadaşım Eşek”i, “Ayı”yı mırıldanıyor çocuklar. Hatta Barış Manço gibi bol aksesuarlı giyinip gelen öğrencilerimiz var. Kısacası yoğun bir Barış Manço etkisi altındayız. Bu etki, bizi sanatçının evine kadar götürdü. Geçtiğimiz haftayı Barış Manço’nun evine gerçekleştirdiğimiz gezi ile tamamladık.

p1360197

Sanatçının ödülleriyle, kıyafetleriyle, aksesuarlarıyla ve koleksiyonlarıyla doluydu köşk. Salonda pek çok şarkısını bestelediği piyanosu, duvarlarda kimini kendisinin tasarladığı kıyafetleri vardı. Yemek odasında koleksiyonlarının devamı, kıyafet odasında çok sevdiği kovboy çizmeleri ve birbirinden ilginç kıyafetleri sergileniyordu.

Kocaman kemer tokalarını, çeşit çeşit yüzüklerini, Belçika Kraliyet Akademisi’nde öğrenciyken çizdiği resimleri gördük. “Adam Olacak Çocuk”tan sahneler izledik.

p1360232

p1360242

Evinin en sevdiği odası olan Şövalye Odası’nı da gördükten sonra kış bahçesinde kliplerini izledik. İzlerken dans ettik. Dans ederken şarkılarına eşlik ettik.

p1360251

Çocuklar için en renkli, en ilgi çekici müzisyenlerden biri Barış Manço. Ne zaman bir şarkısı çalsa en kocaman sesleriyle onlar da söylemeye başlıyorlar. Anne ve babalarının çocukluklarında dinledikleri şarkılara şimdi onlar eşlik ediyorlar. Anne ve babalarından onlara geçen bu ilgiyi, sevgiyi, daha sonra kendi çocuklarına devretmek üzere şimdi onlar taşıyorlar.

Leave a comment »

Küçük Bahçıvanlar

Uzunca bir süre ara verdikten sonra istedik ki heyecan verici, içimizi aydınlatacak bir yazıyla sizlere tekrar “Merhaba!” diyelim. Bugün başladığımız bir çalışma, bizlere bu heyecan duygusunu yaşattı. Zürafalar sınıfı öğrencileri bugün kendi tarımsal ürünlerini yetiştirme ve daha da önemlisi doğayı tanıyıp değerini anlama yolunda ilk adımlarını attılar.

p1290599

Fenerbahçe Parkı’nda Topluluk Bahçesi adı altında gerçekleştirilen permakültür projesi hakkında bilgi sahibi olduğumuzda biz de bu projeye destek vermek istedik. Bahçenin gönüllüleri arasında yer alan eski velilerimizden Raife Polat bize bu konuda yardımcı oldu; okulumuza ekim yapmak için bir alan belirlendi ve biz bugün tarhımızda ilk çalışmamızı gerçekleştirmek üzere Fenerbahçe Parkı’na gittik.

Orada bizi Raife Hanım karşıladı. Önce bize bahçe hakkında bilgi verdi. Bahçede nasıl ve ne amaçla gübre hazırladıklarını, dolaşırken gördüğümüz domateslerin neden yeşil kaldığını ve kendi yetiştirdikleri tarımsal ürünlerden nasıl tohum elde ettiklerini anlattı. Bize dalından domates verdi. Yeşillerin kokusuna baktık, kırmızıları tattık.

Ardından okulumuz için ayrılmış tarhın etrafında toplandık. Raife Hanım’ın yönlendirmeleri doğrultusunda büyük toprak parçalarını ufaladık; taşları, yabani otları ve salyangozları ayırdık. Solucanların ürün yetiştirirken bizim dostumuz olduklarını öğrendik ve onları toprak alanda bıraktık.

Sıra ekim yapmaya geldi. Bize verilen ıspanak tohumlarını tüm alanı kaplayacak şekilde serptik. Ardından toprağın yüzeyinde elimizi gezdirerek üzerlerini örttük. Can suyunu da verdiğimizde bahçedeki çalışmamız tamamlanmış oldu.

p1290660

Topluluk Bahçesi’ne bir sonraki ziyaretimiz için iki hafta beklememiz gerekecek. Bir sonraki gidişimizde tohumlar uyanıp yeşermiş ve toprağın üzerinde kendilerini göstermişler mi diye bakacağız. Eğer yabani otlar görürsek onları sökeceğiz. Kısacası ürünlerimizle ilgileneceğiz. Ve bu ziyaretlerimiz düzenli aralıklarla devam edecek. Öğrencilerimiz kendi ıspanaklarını yetiştirecekler. Diğer alanlarda yetişen farklı ürünleri gözlemleyecekler. Doğada yer alan döngüye şahitlik edecek, yedikleri yiyeceklerin sofralarına gelene kadar nasıl bir emekle yetiştirildiklerini deneyimleyecekler. Ve biliyoruz ki bu çalışma sonunda küçük bahçıvanlarımızın doğa bilinci ve sevgisi sarsılmaz bir şekilde gelişecek.

Leave a comment »

Küçük Arılar ve Minik Bahçıvanlar

Bu hafta Kediler ve Zürafalar sınıfı öğrencileriyle kocaman bir grup olarak Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi’ne gittik. Orada iki gruba bölündük ve iki farklı atölye çalışmasına katıldık.

Zürafalar “Arı ve Çiçek Kardeşliği” atölyesinde arılar hakkında bilgi aldılar. Onların yapılarını, yaşayışlarını ve nasıl bal yaptıklarını öğrendiler. Ardından birer arı olmayı deneyimlediler.

P1250484.JPG Arıların uzun ağızlarının yerine geçecek birer pipet kullanarak çevrelerindeki çiçeklerden nektar topladılar. Topladıkları nektarları kovanlarına götürdüler.

Kediler ise Minik Bahçıvanlar atöyesine katıldılar. Çalışmanın başında her birine dereotu tohumları dağıtıldı. Bu tohumların aslında uyumakta olan minik canlılar olduklarını öğrendiler. Uyanıp filizlenmek için toprağa, suya, güneşe, havaya ve bol bol zaman ihtiyaçları vardı. Bizim minik bahçıvanlarımız da tohumarlına ihtiyaç duydukları şeyleri sırasıyla verdiler.

Toprağı küreklerle saksılara doldurdular. Bahçıvan tokmaklarıyla toprağı düzleştirerek tohumların yatağını hazırladılar. Ardından tohumlarını ekerek üzerini elekten geçirip incelttikleri toprakla örttüler. Son olarak can suyunu verdiler.

Atölye sonunda her bir öğrencimiz kendi ektiği dereotunu evine götürmek üzere yanına aldı. Tohumları artık kendi sorumluluklarında. Onların ihtiyaç duyduklarını güneş ışığını almalarını sağlayacak, sularını verecek ve yeşermesini izleyecekler.

Atölye çalışmalarını tamamlayan öğrencilerimiz oyun bahçesinde bir araya geldiler. Bir süre de bu alanda oyun oynayarak vakit geçirdiler ve botanik bahçesinin tadını çıkardılar.

Leave a comment »

Küçük Ağaç Piknikte

Her yıl, yaz başında bir piknik düzenleyerek Küçük Ağaç ailesini bir araya getiriyoruz. Eski ve yeni öğrencilerimizle, velilerimizle buluşuyor ve keyifli bir gün geçiriyoruz. Bu yılki pikniğimizi geçtiğimiz Pazar günü düzenledik.

P1250345

Sabah saatlerinde kahvaltıyla başladı günümüz. Ardından ağaçların arasında doğa yürüyüşümüzü yaptık. Kelebekler, örümcekler, şırıl şırıl akan su ve ısırganotları heyecan uyandıran detaylarıydı yürüyüşümüzün.

P1250389

Geri dönüp de öğle yemeği hazırlıklarına başladığımızda çocuklar da oyunlarına daldılar. Oyuncaklarını getirenler minderlerin üzerine serildi. Top getirenler futbol ya da voleybolu tercih ettiler. Frizbi oynayanlar ve bir kitap çevresinde çember olanlar vardı. Ama galiba en favori oyun su savaşıydı.

P1250424

Yine kocaman bir gruptuk. Halen Küçük Ağaç’a devam eden öğrencilerimizin çoğu bizimleydi o gün.

Aynı şekilde mezun öğrencilerimizden de büyük bir grup aramızdaydı. Küçük Ağaç’taki sınıf arkadaşlarıyla buluştular, büyüklü küçüklü gruplardaki oyunlara karıştılar.

Günün sonuna doğru, anne ve babaları da davet ederek piknik klasiğimiz olan halat çekme oyunumuzu oynadık. Kazananlar ve kaybedenler yine pek belli olmadı. 🙂

P1250463

P1250447

Bu yıl  Küçük Ağaç pikniğimizin sekizincisini düzenledik. Aramıza katılan yeni öğrencilerimizle ve velilerimizle her yıl biraz daha büyüyen Küçük Ağaç ailesi bir araya gelerek keyifli bir Pazar günü geçirdi, eğlendi. Bu güzel günden geriye güneşli, gülücüklü kareler kaldı.

Leave a comment »

Seçil Erel’in Atölyesinde

Geçtiğimiz yıl çok keyifli bir atölye ziyareti gerçekleştirmiştik. Öğrencilerimizden Leia Deniz Erel’in annesi Seçil Hanım’ın daveti üzerine kendisini atölyesinde ziyaret etmiş ve onun çalışmalarından esinlenerek kendi resim çalışmamızı yapmıştık. Aynı daveti bu yıl da alınca heyecanla çıktık yola.

P1240728

İlk grubumuz Leia ve sınıf arkadaşları, yani Arılar sınıfıydı. Seçil Hanım’ın atölyesine girdiğimizde çocuklar için kocaman beyaz bir kağıt hazırladığını gördük. Önce biraz sohbet ettik. Resimlerinde neleri (nereleri) çizdiğini ve nasıl çizdiğini öğrendik. Eskiz defterindeki bir taslağın tuval üzerindeki son halini gördük. Ve ardından sıra resme geldi.

P1240705

Çocuklar kocaman beyaz kağıdın önünde sıralandılar. Seçil Hanım onlardan sol taraflarında duran arkadaşlarının resmini çizmelerini istedi. Ama çizimlerine başlamadan önce arkadaşlarını gözlemlemelerini, belirgin özelliklerine dikkat etmelerini söyledi. Kıvırcık, uzun ya da kısa saç, gözlük, şapka, toka… Pek çok detay vardı resimlerine aktarabilecekleri.

Arılar sınıfının ardından Kediler ve Zürafalar sınıfı öğrencileri de iki grup halinde Seçil Hanım’ın atölyesine konuk oldular. Aynı çalışmayı onlar da gerçekleştirdiler. Her bir öğrencimiz ilginç detaylar aktardılar resimlerine.

Gezimizin bitişi de gayet leziz oldu. Leia, annesiyle birlikte hazırladığı kurabiyeleri ikram etti arkadaşlarına. Ve biz bu yıl da Seçil Hanım’a misafir olduğumuz için çok mutlu olduk. Onun güzel enerjisini yansıtan atölyesinde kocaman gruplar halinde resim yapmak sıra dışı bir deneyim oldu çocuklar için. Gezimizin başından sonuna kadar bize eşlik eden Leia’nın misafirperverliği de çok şekerdi.

P1240723

Çok teşekkürler… Hem Seçil Hanım’a hem de Leia’ya…

Leave a comment »