Archive for Mutfak Etkinlikleri

Aşuremiz Hazır

Yüzyıllar öncesine dayanan bir hikayesi olan, bereket için kaynatılan, paylaşılan, gelenekselleşmiş bir tatlıdır aşure. Size uzatılan kasenin içerisinde bolca emek ve dilek vardır. Kısacası özel bir tatlıdır. Ve Küçük Ağaç’ta da her yıl kaynatılır.

20151111_104845 20151111_110004

Bugün okulumuzda aşure günüydü. Önce Zürafalar ve Kediler sınıfı öğrencileri geldi yemekhanemize. Onlardan kuru meyvelerin, elmaların ve portakal kabuklarının dilimlenmesi konusunda yardım aldık. Ardından Arılar sınıfı öğrencileri geldiler ve narların ayıklanması işini üstlendiler.

20151111_113302

Öğrencilerimizin her biri büyük bir titizlikle yaptı işini. Hatta bazıları iyice kaptırdı kendini nar ayıklama işine. 🙂 Meyvelerin tazelik ve lezzet kontrolü de ihmal edilmedi.

P1130826

P1130815

Okulumuzun en minikleri Bambiler ise aşurelerin süslenmesinde bizlere yardımcı oldular. Narları büyük bir titizlikle kaselere serpiştirdiler.

2015-11-11_13.08.55 2015-11-11_13.11.36

Aşurenin hazırlanması sırasında Işık Hanım da bizlerleydi. Bakliyatlar kaynatılırken, meyveler ve kuru yemişler doğanırken bizi bir an bile yalnız bırakmadı. Aşurenin kıvamının kontrolünü ve kaselere pay edilmesi işini de kendisi üstlendi.

P1130841

Bugün kaynayan aşure minicik ellerin yardımlarıyla hazırlandı. Tadına baktık, leziz olmuştu. Sizlerin de afiyetle yiyeceğinize inanıyoruz. Ve bolluk, bereket dileklerimizi bir kere de buradan iletiyoruz. Bütün Küçük Ağaç ailesi üyelerine verimli, bereketli, güzel günler diliyoruz.

Leave a comment »

Turşular Kuruldu

Kış ayları hızla yaklaşıyor. Turşu kurma zamanı geldi. Çeşit çeşit sebzeleri daha uzun süre muhafaza edebilmek ve bir yandan da sofralarımızın vazgeçilmez tatlarından birini hazırlamak amacıyla mutfaktaydık geçtiğimiz hafta.

P1120769

Çocukların evlerinden getirdikleri salatalıkları, havuçları, kelekleri, karnabaharları yıkadık, doğradık ve onlar için hazır hale getirdik. Öğle yemeği öncesinde hep birlikte yemekhanemizde buluştuk.

P1120770

Önce kavanozlarımızın dibine biraz nohut ve birkaç diş sarımsak koyduk.

P1120757

Ardından taptaze, rengarenk sebzelerle doldurduk kavanozlarımızı.

P1120832 P1120794

 P1120787

Sebzelerin büyük kısmı kavanozlara girdi. Bir kısmı da midemize. Havuçlar ve salatalıklar leziz görünüyordu. Tatlarına bakmamak olmazdı.

P1120766 P1120779

Öğrencilerimizin büyük bir keyifle hazırladıkları turşular yirmi gün sonra hazır olacaklar. Şimdiden hepimize afiyet olsun.

Leave a comment »

Aşurenin Bereketi

Mutfak kültürümüzün en tatlı parçalarından biridir aşure. Ve de çok özeldir. Farklı evlerde farklı alışkanlıklarla pişirilir. Kimileri yedi malzemeyle hazırlar, kimileri kırk bir malzemeyi şart koşar. Bazıları da kepçenin ucuna gümüş para bağlar. Tüm bunlar bir yana, aşureye kıvamını içine karışan niyetler ve dilekler katar.

P1010229
P1010238
Küçük Ağaç’ta da pek çok evdeki gibi törensel bir hava içerisinde karşılanır aşure zamanı. Kocaman kazanımıza her öğrencimiz evinden ayrı bir malzeme getirir, katar.
P1010251
P1010244
P1010246
P1010248

Pek çok ailenin katkısıyla kaynayan aşuremizin meyvelerini de yine öğrencilerimiz hazırlar.
P1010234
P1010233
Bu yıl çocuklar yoğunlukla narlar üzerinde çalıştılar. Nar ayıklamak gibi zor fakat bir o kadar da lezzetli bir işin üstesinden başarıyla geldiler. Ve günün devamında aşuremiz hazırlandı. Tüm bolluk ve bereket dileklerimizle birlikte size ulaştırılmayı bekliyor. Şimdiden afiyet olsun.

Leave a comment »

Turşu Zamanı

Size nasıl görünüyor bilemiyoruz ama işin aslı biz bu hafta turşu kurduk. Kütür kütür havuçlara dayanamamış ve biraz göz hakkı almış olmamız sizi yanıltmasın. Görevimizi başarıyla yerine getirdik.

P1000012 P1000022

P100003020141023_114440

Her kış başı, hiç aksatmadan, bütün okulca bir araya gelerek gerçekleştirdiğimiz hazırlıklardan biridir turşu kurmak. Çeşitli sebzeleri uzun süre muhafaza etmek ve Türk mutfağının önemli lezzetlerinden biriyle sofralarımızı zenginleştirmek amacıyla hazırlarız turşularımızı.

P1000014

20141023_114254 P1000046 20141023_113710

Kavanozların içine önce nohutları ve sarımsakları koyarız. Ardından çocuklar masalarında yer alan sebzeleri arzu ettikleri gibi ve bastıra bastıra doldururlar. Son olarak da turşu sularını ilave eder öğretmenlerimiz.

20141023_114620 20141023_114749

Turşu gününün sonunda her öğrencimiz kendi elleriyle kurduğu turşusunu götürür evine. Ve biz her yıl çocukların kurdukları turşuların lezzeti hakkında beğeni telefonları alırız velilerimizden. Bu lezzetin bir kısmı turşu kurarken yaşadıkları keyif ve mutluluktan gelir bizce. Kalanı da sebzelere bulaştırdıkları ellerinin tadındandır.

Leave a comment »

Sınıfta, Mutfakta, Fırında Ekmek

Lezzetli bir temamız vardı geçtiğimiz hafta; ekmek. Öyle güzel kokular sardı ki okulu, ister istemez ekmek yerken bulduk kendimizi. Hem de kendi hazırladığımız ekmekleri yedik. Lezzeti mi? En güzel kurabiyelerden daha güzeldi bizim için.

Ekmek maceramızın en başında, ilk olarak ekmek hamurunun hangi malzemelerle hazırlandığını gördük. Türkan Öğretmenimiz un, tuz, maya ve suyu bir araya getirip yoğurarak hamurumuzu hazırladı bizim için.

DSCF3278

Ekmek hamuru bir süre dinlendikten sonra çocukların işi başladı. Kendilerine verilen ekmek hamurunu bir güzel yoğurup şekil verdiler. Hazırlanan bu ilk ekmekler okulumuzda pişti. Kokusu da tüm katları sardı.

DSCF3353

DSCF3362

DSCF3380

Bir sonraki ekmekleri de yine kendimiz yoğurup şekillendirdik. Fakat bu defa okulda pişirmedik. Küçük Ağaç’ın biraz ilerisindeki Fırınım’a düzenlediğimiz gezi sırasında yanımızda götürdük. Orada pişti ekmeklerimiz.

DSCF3494

Fırınım’da arka tarafa geçerek ekmek hamurunun nasıl yoğrulduğunu izledik. Büyük bir teknede kocaman bir mikserle yoğruluyordu. Ardından da kocaman bir fırında pişiriliyordu. Çocuklar, ekmek yapımını izlerken bir yandan da merak ettikleri soruların cevaplarını almak üzere fırıncılarla sohbet ettiler.

DSCF3512

Fırınım’dan ayrılmadan önce ekmek de almayı ihmal etmedik. Çocukların her biri evlerine götürmek üzere taptaze ekmeklerden birer tane aldılar.

DSCF3574

Ve ekmek alma görevini üstlenmiş olmanın onlara verdiği hakkı kullanarak dönüş yolu boyunca ekmeklerinin uçlarından koparıp koparıp yediler.

DSCF3584

Leziz bir temaya keyifli bir final…

Leave a comment »

Kavanozlar Doldu

Bugün Küçük Ağaç’ta turşu günüydü. Çocuklar  kış için turşularını kurmak üzere kavanozları ve sebzeleriyle birlikte mutfakta bir araya geldiler. Boneler takıldı. Masalar arasında malzemeler pay edildi. Sarımsak ve nohutların dağıtılması beklenirken sebzelerin tadına bakıldı ve böylelikle kalite kontrol işlemi tamamlandı.

Ardından sıra kavanozların doldurulması işine geldi. Salatalıklar, havuçlar, lahanalar, kornişonlar, kelekler, karnabaharlar birer birer girdiler kavanozların içine. Arada mideye de gönderildiler tabii.

 

 

 

 

Sıra turşu suyuna geldiğinde çocukların yaratıcılıkları devreye girdi. Sular sırayla kavanozlara doldurulurken onlar da kapaklarla ritm tuttular.

 

Ardından “Kapak burna, kapak ağza..” diye farklı bir oyuna geçildi. Bonelerle Ceee’ler oynandı. Ve sonunda turşu kavanozları doldu, kapaklar kapandı.

 

Çocuklar, akşam eve dönerken turşularını evlerine götürecekler. On beş – yirmi gün kadar sonra aileleriyle birlikte kendi kurdukları turşuların tadına bakabilecekler. Turşunun tadı malum, ekşidir. Ama biz biliyoruz, Küçük Ağaç’ta kurulan turşuların tadı annelere, babalara tatlı gelir.

Şimdiden afiyet olsun!

 

Leave a comment »

Eğitimin Yolu Mutfaktan Geçtiğinde

Mutfak etkinliklerini belirli aralıklarla eğitim programımıza dahil etmeye özen gösteriyoruz. Bu etkinliklerde çocuklar, kendi elleriyle biçimlendirdikleri ve bir araya getirdikleri birbirinden farklı malzemelerin bambaşka bir yemeğe dönüştüğünü görüyorlar. Uğraşılarının sonucunda bir ürün elde ediyorlar. Onlar çalışırken ve gözlem yaparken bir yandan da küçük kas motor gelişimleri destekleniyor. Fakat hepsi bu kadar değil. Çocuklar bonelerini takıp da mutfağa girdiklerinde müthiş eğleniyorlar.

Zebralar ve Kelebekler, çikolatalı bonbonları hazırlarken önce bisküvileri elleriyle ufaladılar. Ardından diğer malzemeleri eklediler ve oluşturdukları karışımı avuçlarında yuvarlaya yuvarlaya top haline getirdiler.

 

Tüm bunları yaparken bisküvilerin tadına bakmayı da ihmal etmediler. Bu, mutfağın onlara sunduğu bir ayrıcalık. Sınıfta, branş derslerinde ya da atölyede çalışırken kullandıkları hiçbir malzeme yenilir türden değil. Oysa ki mutfakta durum farklı. Burada kullandıkları malzemelerin tadına bakma lüksleri var.

 

Zürafalar, duygular temasını işlerken birbirinden duygusal kurabiyeler hazırladılar. Yine her şey karıştırarak ve yoğurarak başladı.

 

Ardından sıra kurabiyelere duygu katmaya geldiğinde ortaya birbirinden mutlu yüzler çıktı.

Zebralar ve Kelebekler, kaplumbağa temasını işlerken tekrar mutfağa girdiler. Haşlanmış patatesleri parmaklarıyla ezdiler. Sonrasında sıra bu patateslere şekil vermeye geldiğinde onlardan birer kaplumbağa gibi davranmalarını ve patateslerine bir kaplumbağanın en çok sevdiği yiyeceğin şeklini vermelerini istedik.

 

Eğitimin yolu mutfaktan geçtiğinde zaman çok keyifli geçiyor. Malzeme seçeneği çok fazla ve çalışma esnasında pek çoğunun tadına bakmak mümkün. Yapılan iş eğlenceli. Çalışmanın sonunda bir ürün var ve bunu arkadaşlarımızla paylaşmak hazırlanan yemeğin tadına tat katıyor.

Leave a comment »

En Tatlı Hafta

“Hayvanlar” konusu ayrı bir ilgiyle, ayrı bir heyecanla işlenir okulumuzda. En tatlı, en kıvamlı konudur, çünkü aşure hikayesi anlatılmadan bitmez. Hikayesi anlatılınca aşure kaynatılmadan olmaz. Çocukların hazırladığı aşurenin tadına da hiç doyulmaz.
 
“Hayvanlar” gibi renkli ve zengin bir konuyu büyük bir keyifle işledi çocuklar geçtiğimiz hafta. Sanat etkinliklerine katıldılar, hikayeler dinlediler, oyunlar oynadılar. Aşurenin hikayesini dinledikten sonra içinde pek çok hayvanıyla “Nuh’un Gemisi”ni yaptılar.

 

 

Sonunda sıra geldi aşureyi kaynatmaya. Yine hep birlikte mutfakta toplandık. Bonelerimizi takıp hazırlandık.

 
Kayısıları ve incirleri kestik,  narları ayıkladık, bir yandan da kuru yemişlerin tadına baktık.
 

 
 

Tahıllar mutfakta hazırlanmıştı. Kalan malzemeler de çocuklar tarafından hazır edilince aşure kaynatıldı, ikindi kahvaltısına yetiştirildi. Hepimiz afiyetle yedik. Lezzetini anlatmaya gerek var mı? Sizlere gönderdiğimiz aşureler çocuklarımızın hünerinin ispatıdır bizce.

 
Konumuz keyifli olunca, ağzımızın tadı da yerinde olunca zaman su gibi akıp geçti. Ağız dolusu güldük,
 

Yardımlaşarak boyumuzdan büyük işlerin altından kalktık.

Sınıflarımızda oyunlar oynadık,

 
 
Bahçede açık havanın tadını çıkardık.
 
 
Ve yorulunca da…

 
 
İki de doğum günü vardı. Kediler sınıfından Onur’un ve Sarp’ın doğum günü kutlamalarına katıldık.

 
Böylece bir hafta göz açıp kapayıncaya kadar geçiverdi. Ama yine eğlenceli ve hareketli günler bizi bekliyor. Bu hafta yeni yıl partimiz var okulumuzda. En güzel giysilerimizi, hatta kostümlerimizi giyip 2011’in son partisinde bir araya gelecek, oyunlar oynayıp doya doya dans edeceğiz.

Leave a comment »

Reçel Zamanı

Turşular kurulalı yirmi günü geçti. Muhtemelen tadına bakmışsınızdır artık. Sıra geldi reçel kaynatmaya. Çarşamba günü hep birlikte masaların başına geçtik, kolları sıvadık, ayvaları küçük küçük doğradık. Yoruldukça ara verip tadlarına da baktık.

Ardından Işık Hanım’ın ayvaları mutfak robotunda rendelemesini izledik. Rendelenen ayvaları kocaman bir tencereye doldurduk ve üzerine şeker döktük. Daha sonra kaynatılmak üzere tencereyi mutfakta bırakıp sınıflarımıza döndük. Artık kış için reçelimiz de hazır.

Reçel kaynatmanın haricinde çok keyifli başka etkinlikler de oldu bu hafta. Örneğin Kediler Sınıfı ilk aile katılım etkinliklerini gerçekleştirdiler. Zeynep Sarı’nın anne ve babası çocuklar için çok eğlenceli bir kukla gösterisi sergilediler. Kırmızı Başlıklı Kızı canlandırdıkları gösterileri çocukların beklediğinden oldukça farklıydı. Mesela bu hikayede çağrıldıklarında perde önüne gelen aslan ve fil vardı. Üstelik de oyunun sonunda kötü kalpli olmayan, sadece acıkınca ne yapacağını şaşıran kurt, nasıl davranması gerektiğini öğreniyor ve iyi bir kurt oluyordu. Çocuklar kahkahalar arasında izlediler bu kukla gösterisini.

Zürafalar un üzerinde çizgi çalışmaları yaptılar. Öğretmenlerinin tahtaya çizdiği farklı şekilleri onlar da un üzerine aktarmaya çalıştılar.

Sanat dersi yine çok eğlenceliydi. Bir çorap, birkaç boncuk ve bir tutam kağıt şeridini kullanarak rengarenk kuklalar yaptık. Sonra da onları oynattık.

Orff saatlerinde her sınıf farklı farklı oyunlar oynadı. Kelebekler, “Örtünün Altında Ne Var?” oyununu oynadılar. Orff enstrümanları eşliğinde oynanan bu oyunu geçen haftaki yaşantı grubumuza katılan velilerimiz artık biliyorlar. Kedilerin oyunu ise “Sevimli Hayvanlar”dı. Bu oyunda da çocuklar Orff enstrümanlarını kullandılar. Farklı hayvanların sesleri için farklı enstrümanlar belirlediler. Örneğin kedi için çelik üçgen, leylek için marakas, kurbağa için guiro kullandılar. Ve enstrümanlar eşliğinde şarkılarını söylediler.

Hava soğuktu, ama bahçe keyifliydi. Hele de çığlık atma oyunu oynayınca…
 
 
Zürafalar sınıfının bu haftaki konusu “Suda Yaşayan Hayvanlar”dı. Bir ara onları çok amaçlı salonda küçük bir kılıç balığı sürüsü halinde gördük. Kılıçlarını birbirlerine değdirmeden yüzüyor, ağa takılan arkadaşlarını kurtarıyor, balıkçıya yakalandıklarında da ölü taklidi yaparak ondan kurtuluyorlardı.
 
 
Zürafalar, “Suda Yaşayan Hayvanlar” konusu kapsamında cuma günü bir sunum gerçekleştirdiler. Kedilerin de dinleyici olarak katıldıkları bu sunumda herbiri seçtikleri bir deniz canlısını resimler eşliğinde arkadaşlarına tanıttılar. Hayatlarının bu ilk sunumuna çok güzel hazırlanmışlardı. Ama çok da detaya girmeden zürafaların bu çalışmalarını ayrı bir yazıda aktarmak daha keyifli olacak.
 
Cuma günü bir de ziyaretçileri vardı zürafaların. Sarp Besler hamster’larını getirdi sınıfa. Mert ve Beyza adındaki bu hamster çiftinin altı tane de yavrusu vardı. Bütün günü sınıfta geçiren hamster ailesini öğrenciler uzun uzun gözlemlediler.
 
 
Bir de doğum günü kutladık bu hafta. Kelebekler sınıfından Defne Myra Sulam dördüncü yaşına girdi. Doğum günün kutlu olsun Defne!
 
 

Leave a comment »

Turşu Suyunun İyisi

Bu hafta temamız “Sebzeler”. Kış sebzelerini tanıdık hep birlikte. Kış geldiğinde sebzeleri saklamanın yollarından birinin turşu olduğunu öğrendik. Mutfak etkinliğimizde de turşu kurmaya karar verdik. Derken yeni bir tartışma konusu açıldı. Hani hep sorarlar ya, turşu suyunun iyisi limondan mı olur sirkeden mi diye. İşte bunu tartıştık aramızda. Sonunda sirkeden olacağına karar verdik ve hep birlikte girdik mutfağa.

Çocuklar hafta başında evlerinden getirdikleri kavanozlarının başına geçtiler. Birkaç tane nohut, birkaç diş sarımsak atarak başladılar turşularını kurmaya.

Yine kendi getirmiş oldukları malzemeleri paylaşarak ve tüm kuvvetleriyle bastırarak doldurdular kavanozlarını. Arada mola verip havuçların tadına bakmayı da ihmal etmediler.

Öğretmenlerinin ve Işık Hanım’ın yardımıyla (sirkeli) turşu sularını eklediler.

Ve son olarak sıkı sıkı kapattılar kavanozlarının kapaklarını.


İşte sonuç;


Çocuklar rengarenk turşu kavanozlarını akşam evlerine götürecekler. On beş, yirmi gün içerisinde tadına bakabilecekler turşularının. Ve ellerinin tadı geçtiği için sebzelere, yedikleri en lezzetli turşular olacak bunlar.

Leave a comment »