Doğa Bilimleri Müzesi

Geçtiğimiz haftanın teması “hayvanlar”dı. Ve size bilgisini verdiğimiz gibi, bu temayı işlerken “Nuh’un Gemisi” projesi üzerinden gittik. Büyük tufan sırasında gemisine her hayvanın bir dişisi bir de erkeğini alarak yola çıkan ve sonunda Cudi Dağı’na ulaşan Nuh Peygamber’den bahsettik. Hikayenin devamı aşureye kadar vardı şüphesiz. Fakat biz arada bir de gezi düzenleyerek bu hayvanlardan ülkemizde yaşamış olanları görmek üzere Saint Joseph Lisesi’ndeki Doğa Bilimleri Müzesi’ni ziyaret ettik.

Zürafalar Sınıfı DBM'de

Çarşamba günü Kediler Sınıfı ve cuma günü Zürafalar sınıfı ile ziyaret ettiğimiz müzede bize müze sorumlusu Laurent Chapdelaine eşlik etti. 1880 yılından başlayarak oluşturulan koleksiyonu incelemeye evrim galerisinden başladık. İnsanoğlunun yaşadığı evrimi gösteren maskları gördük, su altında başlayan ilk canlı yaşam formlarından günümüze, yeryüzünde varolmuş hayvanları gösteren bir çizgi filmi izledik ve fosilleri inceledik.

Evrim'den Bir İnsan

Bu da Son İnsan !

İkinci galeride iskeletler sergileniyordu. Kanguru, maymun gibi hayvanların iskeletlerini, hipopotam ve ayı gibi hayvanların kafataslarını ve bir köpekbalığının çene kemiğini gördük. Sualtı yaşam galerisinde Boğaz balıkları, Akdeniz’de yaşamış camgözler, balon balıkları, kirpi balıkları, testere balığı, kırlangıç, Sarayburnu’nda yakalanmış bir fok balığı, denizkaplumbağaları ve daha pek çok çeşit balık bizi bekliyordu.

Köpekbalığının Çene Kemiği

Fok Balığı

Kuş galerisinde martılar, kargalar, baykuşlar, kartallar, akbabalar ve çeşit çeşit su kuşları vardı. Orman hayatı galerisinde sessizce oturduk ve gecenin karanlığından gün ışıyana kadar ormanda duyulan hayvan seslerini dinledik. Geyikler, yabandomuzları, ayılar, tilkiler, porsuklar, kirpiler ve daha pek çok orman hayvanı karşımızdaydı. Hatta insanlardan saklanmakta çok başarılı olan, çok az insanın canlı görebildiği, Anadolu’nun en büyük kuşu olan toy kuşunu bile gördük. Yarasaları inceledik.

Yarasa

Egzotik galeride Hazar kaplanı, tavus kuşu, tukan, sırtlan gibi hayvanların arasında su altı yaşamını anlatan bir çizgi film daha izledik. Vivariumlarda canlı iguanaları, kurbağaları ve su kaplumbağalarını gördük. Onlarca yumurta, yüzlerce kelebek ve binlerce böceği inceledik.

Çeşit çeşit hayvanı karşılarında görmek öğrencilerimiz için, “hayvanlar” teması kapsamında bu kadar zengin bir koleksiyonu gezmekse bizim için çok heyecan vericiydi. Öte yandan Kurbağalıdere’de pelikanların, Sarayburnu’nda fokların, Belgrad Ormanı’nda geyiklerin yaşadığı günlerin artık çok geride kaldığını, doğal çeşitliliğimizi hızla kaybettiğimizi görmek büyük bir üzüntü yarattı hepimizde.

Kediler Sınıfı

Çarşamba günü Kediler sınıfıyla birlikte Anadolu Ajansı muhabirleri de Doğa Bilimleri Müzesi’ni gezdi. Müzenin haberini yapmak üzere gelmişlerdi. Koleksiyonun nasıl oluşturulduğunun ve bugünkü haliyle müzenin nasıl kurulduğunun anlatıldığı haberde çocuklarımızın da bir resmine yer verdiler.

Yorum bırakın